Üsküdar Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Bağımlılık ve İsimli Bilimler Enstitüsü Müdürü, kriminolog ve Uluslararası Uyuşturucu Kontrol Kurulu üyesi Prof. Dr. Sevil Atasoy, Bir Hülya Avşar Sohbeti programına katılarak Türkiye’de bayan cinayetlerinin yanı sıra artan şiddet olaylarına yönelik çarpıcı açıklamalarda bulundu. Hülya Avşar’ın “Kadın cinayetleri bir gün biter mi?” sorusuna Atasoy, Türkiye’de genel bir şiddet ve cinayet sorunu olduğuna değindi.
“DÜNYA GENELİNDE CİNAYETLERDE HİÇ DE ÜSTTE DEĞİLİZ”
Atasoy şöyle karşılık verdi:
“Kadın cinayeti demeden evvel cinayet demek lazım. Bir inanın canına kıyanlar olarak baktığımız vakit, istatistiklere bakıyorsunuz. Can alan insanların sayısında dünya genelinde hiç de o kadar üstte değiliz. Salvador, Meksika, Kolombiya, Brezilya, Afrika’nın ülkeleri…”
“AVRUPA’YA NAZARAN ÇOK YUKARIDAYIZ”
Bunun üzerine Avşar’dan “Onlarla mı kıyaslanıyoruz?” sorusu geldi. Atasoy, dünya genelinde cinayetlerde çok yüksek sayılara sahip ülkeler olduğunu, lakin Avrupa ülkeleri ile kıyaslandığında Türkiye’nin de birinci sıralarda yer aldığını tabir etti:
“İlk 30’da değiliz lakin gel gör ki Avrupa ülkeleri dediğimize bir iki Baltık ülkesi hariç çok yüksek. Batı dünyasından bahsediyorsanız çok üstteyiz. Bunların ortasında bayan cinayetleri, bayanları o cinsiyetten oldukları için öldürme, kız çocuklarını öldürmek için Asya ülkelerindeki üzere yaklaşım yok. Bayan cinsini ortadan kaldırma üzere bir uğraş yok.”
“KADINLARIN 10 KATI ERKEK ÖLDÜRÜLÜYOR”
Kadın cinayetlerinin yanı sıra erkeklerin erkeklere yönelik şiddet oranlarının da çok yüksek olduğunu belirten Atasoy, öte yandan bayan cinayetlerinin önlenebilir olduğunu vurguladı. Çocuk yaştan itibaren kadın-erkek eşitliğinin sağlanması gerektiğini savunan Atasoy, “Kadınların erkeklere karşı işlediği cinayetler de mi var?” sorusuna şöyle yanıt verdi:
“Var alışılmış ki… Erkeklerin erkekleri öldürme oranı, erkeklerin bayanları öldürme oranına nazaran çok yüksek. Bayanların 10 katı erkek vardır öldürülen. Amaç bayanlar değil, çok önemli bir kısmını oluşturuluyor ve sudan olaylar nedeniyle öldürülüyor. Bayan cinayetleri önlenebilir cinayetler, önlemek mümkün. Onu konuşabiliriz, durdurmak için ne yapmalıyız. Biter. Lakin nasıl biter? Bir defa bayan erkek eşitliğinin çok küçük yaştan itibaren öğretilmesi gerekiyor. Müzik korosunda bile ‘Kızlar buraya, erkekler buraya’ dememeli. ‘Kız çocukları öne otursun, erkek çocuklar arkaya’ dememeli. Bayan ve erkeği insan olarak görmeye başladığımız vakit biter. Bu çok sıkıntı zira birtakım roller biçilmiş vaziyette toplumda. Erkek meskenine bakacak, çocuklarına para getirecek. Hami olarak onu görüyor. Bayanı da meskene hizmet eden bir insan olarak görüyor. Çamaşır yıkayacak, çocuk bakacak. Bu türlü bir misyon ayrımı bu toprakların geleneğinde var. Bu türlü olduğu vakit biri, başkasının üzerinde hükümranlık kurmaya başlıyor. ‘Benim dediğim’ olacak diye, onun fikrini sormadığı üzere çocuğun da fikri sorulmuyor. Güya zayıfın fikri sorulmuyormuş üzere, zayıf kararlara katılmıyormuş üzere durmakla birlikte bunun kuvvetli ve zayıfla ilgisi yok aslında. Bu bize bir öğreti.”